Yazan : endülüslü adil
Problemlerin teşhisi yapılmadan, çözümlerin bulunması mümkün değil. Her yapılan teşhis denemesi, büyük resimde bir boşluğa yerleşiyor. Söylenen sözler, bir öncekilere benzese de, boşa gitmiyor. Ya niceliği artırıyor, yahut nitelik açısından bir katkı sunuyor. Bu sebeple söyleyecek sözü olanın, bunu dile getirmesi mühim.
Günümüzde en büyük sorun, niteliksiz insan sorunudur. Tüm sorunların menşei zorunlu olarak insanla ilgilidir. Türkiye Müslümanının bazı kişilik problemlerine değinmek gerek.
Güven Telkin Etmemek: Günümüzdeki Müslüman kimliği ile öne çıkanlar, maalesef kimsenin güvenemediği şahıslara dönüştüler. Müslümanlardan iyilik beklemek bir tarafa, kimseye zarar vermemeleri bir meziyet haline geldi. Namaz kılan bir insanın topluma verdiği zarar, namaza da dine de bir zül olarak dönüyor. Elbette ki çözüm ibadetleri bırakmak değil, namazı hakkıyla kılan insanların, kendilerinde hata varsa bunu düzeltmeleri ve yanlış yapan kardeşlerine de el-dille müdahale etmeleri.
Güvensizliği oluşturan birçok sebep var, en temel sebepleri arasında; ilkesizlik, herkese farklı davranmak; emanete yani kamu hak ve görevlerine riayetsizlik, çalışanlarının emeğine saygısızlık sayılabilir.
Ekonomi Problemi: Günümüz dünyası, her şeyi iktisat/ekonomi ölçüsünde değerlendiriyor. Bu Müslüman toplumları da derinden etkileyen bir durum. Herkes, her Müslüman, daha çok kazanmanın yollarını arıyor. Daha çok kazanan, daha çok tüketen, daha konforlu bir hayat arzusu, her yaş ve gelir grubundan Müslümanın yegane tutkusu haline geliyor. İyi bir meslek için, okullar seçiliyor, evler taşınıyor, kariyer planları yapılıyor. Bir teYazan : endülüslü adil
Problemlerin teşhisi yapılmadan, çözümlerin bulunması mümkün değil. Her yapılan teşhis denemesi, büyük resimde bir boşluğa yerleşiyor. Söylenen sözler, bir öncekilere benzese de, boşa gitmiyor. Ya niceliği artırıyor, yahut nitelik açısından bir katkı sunuyor. Bu sebeple söyleyecek sözü olanın, bunu dile getirmesi mühim.
Günümüzde en büyük sorun, niteliksiz insan sorunudur. Tüm sorunların menşei zorunlu olarak insanla ilgilidir. Türkiye Müslümanının bazı kişilik problemlerine değinmek gerek.
Güven Telkin Etmemek: Günümüzdeki Müslüman kimliği ile öne çıkanlar, maalesef kimsenin güvenemediği şahıslara dönüştüler. Müslümanlardan iyilik beklemek bir tarafa, kimseye zarar vermemeleri bir meziyet haline geldi. Namaz kılan bir insanın topluma verdiği zarar, namaza da dine de bir zül olarak dönüyor. Elbette ki çözüm ibadetleri bırakmak değil, namazı hakkıyla kılan insanların, kendilerinde hata varsa bunu düzeltmeleri ve yanlış yapan kardeşlerine de el-dille müdahale etmeleri.
Güvensizliği oluşturan birçok sebep var, en temel sebepleri arasında; ilkesizlik, herkese farklı davranmak; emanete yani kamu hak ve görevlerine riayetsizlik, çalışanlarının emeğine saygısızlık sayılabilir.
Ekonomi Problemi: Günümüz dünyası, her şeyi iktisat/ekonomi ölçüsünde değerlendiriyor. Bu Müslüman toplumları da derinden etkileyen bir durum. Herkes, her Müslüman, daha çok kazanmanın yollarını arıyor. Daha çok kazanan, daha çok tüketen, daha konforlu bir hayat arzusu, her yaş ve gelir grubundan Müslümanın yegane tutkusu haline geliyor. İyi bir meslek için, okullar seçiliyor, evler taşınıyor, kariyer planları yapılıyor. Bir tercih belirlemek durumunda kalındığında, mesela Cuma namazına gitmek mi, ders/kurs/dükkan ticaret mi dendiğinde, ekseriyetle cevap dünyevi seçenek oluyor. Bu durumda bir Müslümanın, cihangir bir rüya görmesi, dünyaya adalet, huzur ve gerçek rahatı getirmesi mümkün olabilir mi?
Elbette helal kazanmak, helalinden geçinmek önemlidir. Bizim itirazımız, tüm gayreti, tüm mesaisini ve zihni meşgalesini “sadece kazanmak, daha çok kazanmak” ve temel hedef olarak “konforunu artırma” telaşında olanlara. İktisatlı olmak, kanaatkar olmak, lükse düşmemek, harcamaya bir sınır çekmek, imkanlarını israf etmemek (israf derken; uzağa gitmeden tabağındaki yemeğini artırıp çöpe dökmemekten başlamalı) günümüz Müslümanlarında nadiren görülen önemli bir erdeme dönüştü.
Buna iltimas, gayr-i meşru ortaklıklar, rüşvet, yolsuzluk gibi en temel ve insani meziyetleri de ilave etmeli.
Merhamet Problemi: Adalet ve merhamet konusunda kararsızlığımız ve ilkesizliğimiz bir başka problem. Bizden olana merhamet edip, kuralları esnetmek, bizden olmayana, kuralları uygulamak, bir zulüm değil midir?
İlkesizlik: Mevki makam değiştiren Müslümanlar, ilkelerini unutuveriyorlar. Fakirken dürüst olan bir çok kimse, bir makama gelince şirazesini kaybeden bir kitap gibi paramparça oluyor.
Esasında problemlerin dönüp dolaştığı yer, ahiret bilincimizin zayıflamış olmasıyla ilgili. Gerçek hesabı unutan Müslüman, küçük hesaplar peşinde koşuyor. Müslüman, ekonomik öncelikleri bir kenara bırakır, önceliğini ahiret olarak güncellerse; bu ilkeli olmasına da, merhameti kuşanmasına da, güvenilir olmasına da yardımcı olacaktır.rcih belirlemek durumunda kalındığında, mesela Cuma namazına gitmek mi, ders/kurs/dükkan ticaret mi dendiğinde, ekseriyetle cevap dünyevi seçenek oluyor. Bu durumda bir Müslümanın, cihangir bir rüya görmesi, dünyaya adalet, huzur ve gerçek rahatı getirmesi mümkün olabilir mi?
Elbette helal kazanmak, helalinden geçinmek önemlidir. Bizim itirazımız, tüm gayreti, tüm mesaisini ve zihni meşgalesini “sadece kazanmak, daha çok kazanmak” ve temel hedef olarak “konforunu artırma” telaşında olanlara. İktisatlı olmak, kanaatkar olmak, lükse düşmemek, harcamaya bir sınır çekmek, imkanlarını israf etmemek (israf derken; uzağa gitmeden tabağındaki yemeğini artırıp çöpe dökmemekten başlamalı) günümüz Müslümanlarında nadiren görülen önemli bir erdeme dönüştü.
Buna iltimas, gayr-i meşru ortaklıklar, rüşvet, yolsuzluk gibi en temel ve insani meziyetleri de ilave etmeli.
Merhamet Problemi: Adalet ve merhamet konusunda kararsızlığımız ve ilkesizliğimiz bir başka problem. Bizden olana merhamet edip, kuralları esnetmek, bizden olmayana, kuralları uygulamak, bir zulüm değil midir?
İlkesizlik: Mevki makam değiştiren Müslümanlar, ilkelerini unutuveriyorlar. Fakirken dürüst olan bir çok kimse, bir makama gelince şirazesini kaybeden bir kitap gibi paramparça oluyor.
Esasında problemlerin dönüp dolaştığı yer, ahiret bilincimizin zayıflamış olmasıyla ilgili. Gerçek hesabı unutan Müslüman, küçük hesaplar peşinde koşuyor. Müslüman, ekonomik öncelikleri bir kenara bırakır, önceliğini ahiret olarak güncellerse; bu ilkeli olmasına da, merhameti kuşanmasına da, güvenilir olmasına da yardımcı olacaktır.