Yazan : Ahmet Ender Dağlar
Bu yazımda etkili bir boykot yönteminin nasıl olması gerektiği hakkındaki edinimlerimi ve düşüncelerimi derleyerek sizlerle paylaşacağım. Bir önceki yazımda ‘'satın alma''nın ne olduğunu, neleri ''satın aldığımızı'', kişinin ve toplumun ''satın almayı'' bilinçli kullanması durumunda ne gibi faydalar sağlayacağı hakkında yazmıştım. Bu yazımı okumak isteyenler sayfanın sonundaki eklediğim linkten erişim sağlayabilirler.
Geçmişten bugüne siyasi krizlerde ve savaşlarda taraflar üzerindeki caydırıcılığı arttırmak için ticari yaptırımlar hep kullanılmıştır. Bu bazen bir tarafın diğerine ürün satmamasıyla yani ambargo koymasıyla bazen de bir tarafın karşı tarafın ürettiği ve o tarafa mâli destek sağlayan ürünlerinin satın alınmamasıyla yani boykot edilmesiyle yapılmıştır. Bu ürünler savaş sanayisinden gıdaya pek çok sektörde olabilmektedir. Bu hareketler bazen devlet düzeyinde bazense halk hareketi olarak ortaya çıkmaktadırlar. Ne şekilde olursa olsun bu durum savaşta farklı cephe açmakla eş değer sayılacaktır. Hangi taraf daha etkili olursa en azından savaşın bu cephesinde galip gelecek ve genel savaştaki zafer adına önemli bir başarı elde etmiş olacaktır.
Boykotlar; devletler ve milletler arasında görülebileceği gibi devlet ve millet içerisindeki farklı ideolojik topluluklar arasında da görülebilmektedir.
Etkili Bir Boykot Yöntemi Nasıl Olmalıdır?
Etkili bir boykot hareketinde hedefteki ürünü “satın aldığımız/alabileceğimiz” her türlü kanalla ilişkiyi kesmek gerekmektedir. “Satın alma” kavramını ne anlamda kullandığımı bu başlıkta yazdığım birinci yazımda örneklerle açıklamıştım. Yine de kısaca hatırlatacak olursam; “arz edilen bir şeyi herhangi bir şekilde olumlu olarak pekiştirmek ve ona talep göstermek.”
Biresel Boykot Yöntemleri
Etkili bir boykot için boykota desteği ilk olarak boykotu kendi hayatımıza ömür boyu tatbik etmeye hazırlanmakla başlamalıyız. Çünkü boykotun ne zaman sonlanacağını bilmiyoruz. Bazı boykotlara sonlanmayacağı bilinerek başlanır. Boykotun en önemli kısmı kişinin kendi hayatına tatbik etmesi kısmıdır. Bunun sebebi ise her insanın aslında birer “reklam tabelası” adayı olmasıdır. Üzerimize giyindiklerimizle, masamızda tuttuklarımızla, girip çıktığımız mekanlarla aramıza bir işbirliği inşâ etmekteyiz.
Bir markanın tişörtünü giydiğimizde, masamızın üstünde bir ürünü tuttuğumuzda, bir mekana girdiğimizde kendimize ve çevremizin bilinçaltına bir sembolik mesaj veririz. Eylemi gerçekleştirdiğimizde bizim verdiğimiz mesaj “ben bu markayı giyen biriyim”, “ben şu marka içeceği içen biriyim”, “ben şu tarz mekanlarda bulunan biriyim” mesajıdır. Çevremiz de bu mesajı alarak kendi bilinçaltlarında “Ahmet Ender de şu markayı giyer, şu marka içeceği içer, şu tarz mekanlara girer” şeklinde, o “şey” ile Ahmet Ender arasında zihinsel bir referans bağı kurar. Biraz daha somutlaştıracak olursam nasıl ki sevdiğimiz bir ünlü bir markanın reklamında oynadığında; Instagram’da takip ettiğimiz bir kullanıcı bir marka ile gönderi işbirliği yaptığında reklamı yapılan markaya karşı içimizde bir sıcaklık oluşuyorsa birey olarak bizim yaptığımız ‘’reklamlarda’’ da oluşturduğumuz etki benzerdir. Markalar ünlü oyuncuları reklamlarında oynatıyor, en dikkat çekici reklam tabelalarında bu reklamları gösteriyor olsalar da asıl etkili reklamı halk ve bireyler olarak bu markaların ürünlerini hayatımıza sokup, hayatımızın birer parçası haline getirdiğimizde biz yapıyoruz.
Boykot, ürünün kendisini satın almayarak bireysel düzeyde başlatıldıktan sonra; ürünü satan, reklamını yapan kişi ve kurumlar önce boykota davet edilir sonuç alınamadığı takdirde ürünün satıldığı tüm marketleri, reklamını yapan tüm oyuncuları ve televizyon kanallarını boykot etmek gerekir. Sonrasında boykot uygulanan bu ürünleri sosyal çevremize tüm iletişim kanallarıyla duyurmamız gerekir. Bunların yanında bu ürünü bile isteye ve ısrarla kullanan yakın arkadaşlarımıza tepkimizi dile getirmek, sosyal çevremiz tarafından ısrarla kullanıldığı ortamlarda bilgilendirme konuşmaları yapmak, buna rağmen ısrarla kullanıldığı taktirde “ya bu ürünü kaldırın ya da ben kalkayım” noktasına varana dek yakınlarımıza durduğumuz çizgiyi net bir dille ifade etmemiz gerekir. Böylesine sağlam bir şekilde duruş gösterdiğimizde ortama uyum sağlamak durumunda kalan biz değil, duruma uyum sağlamak durumunda kalan çevremiz olacaktır.
Kitlesel Boykot Yöntemleri
Bireysel ölçekte yapmamız gereken bunlarken aynı duruşu kitlesel olarak vermek için de gerek fiziki hayatımızda gerek dijital hayatımızda çevremizde boykot işbirliği toplulukları oluşturmamız, var olan topluluklara katılmamız boykotu daha yüksek sesle yaymak adına çok büyük önem oluşturmaktadır. Mesajlaşma toplulukları oluşturmak, olan bitenden anında haberdar olup gerek günlük hayatta gerek dijital hayatta hızlı bir şekilde harekete geçebilmeyi mümkün hale getirecektir. Sosyal medya mecralarında oluşturacağımız sayfalarla, mesajlaşma topluluklarıyla geliştirdiğimiz işbirliğini yüz binlerce kişiye duyurma imkanı yakalayabiliriz. Bu yöntemle yüz binlerce, milyonlarca insana duyurduğumuz bu sesle beraber boykot kitlesini daha da büyütüp diğer boykot toplulukları ile işbirliği kurarak, gerekli makamlardan da izin alarak meydan buluşmaları ve cadde yürüyüşleri tasarlayıp, gerçekleştirebiliriz.
Bir diğer önemli husus da interaktif boykot haritaları oluşturmaktır. Yine diğer boykot toplulukları ile işbirliği kurarak şehir şehir, ilçe ilçe, mahalle mahalle interaktif boykot haritaları oluşturmak boykot için toplumsal bir motivasyon oluşturacaktır. Bu boykot haritalarında ülke genelinde boykota destek olan işletmeleri yeşil ile destek olmayan işletmeleri kırmızı ile işaretlemek boykotu ülke geneline yaymak adına pozitif bir itki oluşturacaktır.
Son olarak, var olan fikirler ile yetinmeyip; değişen, dönüşen durumlara ve şartlara göre yeni fikirler ve yeni yöntemler geliştirmek gidişat ile uyumu kaybetmemek ve uyum sağlamak adına elzemdir.
Bu şartların hakkıyla yerine getirildiği bir boykot yüksek ihtimalle başarıya ulaşacaktır diye inanıyorum.
Tekrar buluşana dek sağlıcakla ve takipte kalın..