Sekülerleşme Üzerine Notlar

0 yorumlar

Sekülerlik, dünyevilik olarak nitelenebilir. Dünyevi olarak nitelenen işlerle ve dini olarak nitelenen işlerin birbirinden ayrılması hali sekülerlik.

Sekülerlik din düşmanlığı değil, belki din karşıtlığı. En iyi haliyle dinle ilgisiz olma durumu.

Batıda doğan bir durum; kilise ve devletin ayrılması hadisesi. “Sezar’ın hakkını Sezar’a, Tanrı’nın hakkını Tanrı’ya vermek” demek, Hristiyancısı.

Müslüman için, dini olmayan bir iş var olabilir mi? Sekülerlik; olsa olsa bir müslüman için bir kimlik bölünmesi.

Sekülerlik bir defa kavram olarak bizim zihniyet dünyamızı yansıtmıyor. Zira İslam’da dini dünyevi ayrımı yok. Helal para kazanmak bir ibadet. Uyumak, konuşmak, yürümek bile, niyetinize göre ibadete dönüşebiliyor.

Kur’an-ı Kerim ayetlerinde geçen dünya (dena, edna vb) kelimesi, anlam/bağlam bakımından, arz (yeryüzü) ifadesinden çok ahiret öncesi periyodu ve bu periyotta fazla meşgul olmayı (gaflet vb) karşılıyor. Bu anlamda dünyevileşme ve dünya ile fazla meşgul olmak sekülerleşmeye karşılık gelebilir belki. Kavramsal bir muhasebe dökümü lazım. Dünyevileşmek, evet uhrevileşmenin zıttıdır; dünyadaki nasip unutulmamalı ama dünya bir amaç olmamalıdır.

Hadis-i şeriflerde din-dünya ayrımına ilişkin bir iki rivayet de belli belirsiz, net bir kavramsal çıkarsama yapmak için hayli felsefi uğraş gerekiyor.

Modern haliyle sekülerlik, din adamı/görevlisi/gönüllüsü, din bilimleri/felsefesi/tarihi/sosyolojisi vs gibi ayrımlarla birlikte alemimize duhul etti. Batı karşısında, askeri, siyasi, kültürel, felsefi, bilimsel vb mağlubiyetlerimizin bir “ganimeti”.

Dindarlık da benzer bir modern kavram. “Dindarım” ifadesi kendi içinde şüpheyi muhtevi. Hangi dinin dindarısın diye sormak elzem. Bizde müttaki vardır, muhsin vardır, muhlis vardır. Sahib-i tertip vardır mesela. Alim, amildir de. Akademisyenlik, bilgisel bir konum. Amele atfı yok. Çok bilen, okuyan, yazan biridir araştırmacı.. Batı ve uygarlığı, medeniyet alemimizi dönüştürdü. Yenildik ve dönüştük.

Dindarlar Sekülerleşebilir evet. Hangi dine mensup olursa olsun, dinler sekülerliği kaldırabilir. İslam da sekülerleştiğiniz zaman, müslümanlığınız yara alır. Zira iyi müslüman, dindar değildir, müttakidir. Takva ise dünya ile mesafeli olmak değil, dünyayı Allah rızasına uygun yönetmektir. Fakir ya da zengin olmakla ilgili değil, maddi/fiziki/materyal olana bakış açısıyla ilgilidir.

Sekülerleşme insani bir olgu derken bir hataya düştüğümüz kanaatindeyim. Elbette beşeri bir seçenektir lakin sekülerlik başka bir medeniyetin paradigmasına ait, materyalistik özellikleri barındıran bir kavram. Müslümanın sekülerleşmesi, İslam’ından uzaklaşma anlamına gelir. Zira seküler herhangi bir dini değeri dikkate almaz. Din ve dünyayı ayırmıştır. Dünyayı yaşarken, dini değerleri; dini olduğunu düşündüğü değerleri yaşarken dünyevi parametreleri dikkate almamaya çalışır.

Günümüz Arap selefiliğinin vardığı nokta da bu. Dini yaşarken mangalda kül bırakmayan bir zihin. Bir hadis var diye, bütünlüğü, Sünneti dikkate almayan, fıkıh ve usulünü, geleneğin firasetini ihmal eden bir zihin. Modern çağın nimetlerinden istifade ederken de dinle çelişmesini sorgulamadan alabildiğine kullanan, lüks, konfor vb imkanları zorlayan bir şahsiyet.

Sekülerlik, bize ait bir kavram değil. İdeoloji yüklü. Bir müslüman, bu kavramı her kullandığında onu etkileyen, şahsiyetini bölen bir kavram. Müslümanın dünya tanımı başka. Ahireti ve dünyası ayrılmaz bir bütündür Müslümanın.

Müslümanın kendi düşünce dünyası, paradigması-zihniyeti bambaşka. Müttaki, muhsin, salih, musalli, muhlistir müslüman. Müslüman kendi kavramlarını kullanmalı. Kendini kitabıyla tanımlamalı.

İstiklal, zihinlerde başlar. Zihinlerin istiklali için, hür ve öz kavramlar kullanmak elzem.

Yorumlar

Henüz yorum yok. İlk yorumu siz yapın!

Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra görünecektir.