Kızıl Elma Yazıları – 1 Durum Tespiti ve Çözüm Teklifi

Dünya kuruldu kurulalı, insanlar ve toplumlar iletişim ve etkileşim halinde oldular. Güçlenenler, etraflarını zorla yahut merhametle etkisi altına aldı. Güçsüz olanlar da severek yahut istemeyerek bu etkiye tabi oldular.Günümüzde küreselleşme denen olgu, son 5 asırdır hayli ilerlemiş durumda. Önceden fiziki imkansızlıklar sebebiyle en fazla üç kıtaya ulaşabilen cihangirlerin yerini, şimdi tüm dünyayı hızla etkisine alabilen […]

KARDEŞLİĞİN DİĞER ADI: ÜMMET

İnsanlık tarihi boyunca, toplulukların bir araya gelmesinde inanç ortaklığı daima belirleyici olmuştur. Bu toplulukların İslam dinindeki karşılığı ise “ümmet” kavramıyla ifade edilir. Ümmet, aynı dine inanan bireylerin oluşturduğu birliği temsil eder. Kur’an’da bu kavram yalnızca bir topluluğun adı değil, aynı zamanda Allah’ın müslümanlar üzerindeki birlik olmaları muradını da yansıtan derin bir anlam taşır.Bakara Suresi’nde belirtildiği […]

Sekülerleşme Üzerine Notlar

Sekülerlik, dünyevilik olarak nitelenebilir. Dünyevi olarak nitelenen işlerle ve dini olarak nitelenen işlerin birbirinden ayrılması hali sekülerlik. Sekülerlik din düşmanlığı değil, belki din karşıtlığı. En iyi haliyle dinle ilgisiz olma durumu. Batıda doğan bir durum; kilise ve devletin ayrılması hadisesi. “Sezar’ın hakkını Sezar’a, Tanrı’nın hakkını Tanrı’ya vermek” demek, Hristiyancısı. Müslüman için, dini olmayan bir iş […]

Sen ve Rabbin

“Ey Musa! Sen ve Rabbin gidin savaşın. Onlar orada durdukça biz ebediyyen savaşacak değiliz. Biz burada oturuyoruz” demişti İsrailoğuları…Ne küstahlık… Ümmetçe biz de bugün aynısını diyoruz:“Ey Gazze, sen ve Rabbin gidin savaşın. İsrail orada ve batı ardında dururken biz asla savaşacak değiliz. Bizim işimiz, ekonomik ilişkilerimiz, konfor alanımız var.”Sana nasıl hesap vereceğiz Allah’ım! Halbuki bir […]

Komşuluk ve Mahalle Kültürü

Önce mahalle kayboldu, sonra komşular. Mahalle dediğimiz insanların birbirini tanıdığı, sokaktan geçenin kim olduğunu, yabancı olup olmadığını bildiği sosyal mekanlardı evvelden. Ve kalabalıklaştı şehirler. Apartmanlara sıkıştı mahalleler. İnsanlar, önce yoruldu, sonra korkar oldu selam vermekten. Sonra selamı bıraktılar sokaktan geçenlere. Sonra ekranlar geldi, hapsoldu herkes duvarlarla çevrili dairelerine. Sık göç bir problem. İnsanlar mekan tutamıyor. […]

İddia ve Dava Sahibi Olmak Farklıdır

Müslüman, İslam dininin en yüce ve geçerli din olduğunu kabul eder. Allah rızasına uygun yaşamak gibi bir davası vardır. Tebliğcinin derdi, bu yüce davayı, mahrum kalan diğer insanlara ulaştırmak, elindeki bu nimeti diğer insanlarla paylaşmaktır. Tebliğci, davayı sahiplenmelidir elbette. Ancak bu sahiplenmenin şartlı olduğunu unutmamalıdır. Davanın mülkiyeti tebliğciye ait değildir. Bilakis tebliğci davanın neferidir. Tebliğci […]