siması benzer sakinler
yara bere içinde yola çıkmak,göçebelerin ilk kuralıdır.bunu bir basiret göstergesi sanar dabir kaleye sığınmayı reddederler.sakinlerle bağ kurmaz,onları mera düşmanları olarak bilir göçebeler.bunu bilemedim ki şüphe biriktirdibulduğum göçebelerdeki ünüsiyet eksikliği.sokulmamak için itina ile gezdiğim,sakin kalmanın tek çözümü üfürtmek olanmerada göçebelik bilen sakinler arıyorum.göçebe doğup sakin olmayı seçenler,kalelerini üstüne giyenler vebinlerce sakin ağırlayanlar var kionları diğer gruplardan […]
kavrayamamaklık
suallerin takdimi arkada kalmışlığın nişanesidir,bendeki ise gidememeklik ileri.göl olmayı bekleyen tuvalimdeki ovabenimle aynı kaderi paylaşıyor.ben de sisi dağıtamamaklığa karşınresmi bitirip cevapsız kalmayı kabul etmedim.susuz kalmış ovamı gören ünüsiyet sahipleridurgun olan suya gitmemi söyledi.su taşımak, göz ardı etme yöntemidir kabul edenlerin;bendeki ise ırmak bulamamaklık.göllerinde durgun su kullanan insanlar,aklımdakini ebediyen kavrayamayacak.
yılanlı meranın kavalcısı
kavalcı dans ettiremedi,kaleye giren ünüsiyet esintisini.üfürtmenin müsebbibi, saklanan çocuk;yılanlarla dolu meraya çıktı.bilmelisin kien yakın dostu yılanların,şüphesiz esintidir.beraber çalışırlar sinsi oyunlarında.bizi mayıştıran o esintinin karşısındapek tesir etmez kavalcının üfledikleri.yılanlar iseher iki çimen arasıher kaldırılmamış taş altındalar.çok fazla, çok fazla kalabalık.kaleye giren o esinti,epey üzdü yıllardır kaleyi üfleyeni.çünkü sandı kiyeşil ve kırmızı yılanları nefesiyle dans ettirişiçocuğu mutlu […]
İnsan Modeli 4 – Zevk Ufkunun Bittiği Yerdeki Boşluk
Bir önceki analizimizde, ‘Talip’in hikayesi üzerinden, baskı ve kısıtlamanın bir insanı maneviyattan nasıl uzaklaştırabildiğini, bastırılmış özerklik arayışının nasıl bir reddedişe dönüştüğünü incelemiştik. Şimdi ise madalyonun tam tersini çevirerek, modelimizin esnekliğini ve farklı hayat tecrübelerini anlamadaki gücünü göreceğiz. Bu kez konuğumuz, Talip’in aksine, hayatı kısıtlamalarla değil, görünürde sınırsız seçenekler ve fıtrata aykırı hazlarla dolu olan ‘Engin’. Engin, dışarıdan bakıldığında […]
İnsan Modeli 3 – Reddedişin Arkasındaki Özerklik Arayışı
Önceki iki yazıda, insan davranışlarını anlamak için bir modelin temellerini attık. Zihnimizi, fikirlerin rekabet ettiği bir pazar yerine benzettik ve bu pazardaki en değerli para biriminin on fıtri sürücümüz olduğunu gördük. Ardından, bu sürücülerden hangilerinin bizim için daha “değerli” hale geldiğini belirleyen şeyin, geçmişte yaşadığımız belirleyici deneyimler ve bu deneyimlerden yola çıkarak yazdığımız kişisel anlatılar […]
İnsan Modeli 2 – Bugünün Mimarı Geçmiştir
Bir önceki yazıda, insan zihnini farklı fikirlerin ve arzuların sürekli rekabet ettiği bir pazar yerine benzetmiştik. Bu pazarda bir fikri çekici kılan şeyin ise, acıdan kaçınma, aidiyet, anlam arayışı gibi on temel fıtri sürücümüze ne kadar güçlü bir tatmin vaadi sunduğu olduğunu konuşmuştuk. Ancak bu, denklemin sadece bir yarısı. Zihinsel pazarımızdaki tüm alıcılar eşit değildir. […]