İnsan Modeli 2 – Bugünün Mimarı Geçmiştir
Bir önceki yazıda, insan zihnini farklı fikirlerin ve arzuların sürekli rekabet ettiği bir pazar yerine benzetmiştik. Bu pazarda bir fikri çekici kılan şeyin ise, acıdan kaçınma, aidiyet, anlam arayışı gibi on temel fıtri sürücümüze ne kadar güçlü bir tatmin vaadi sunduğu olduğunu konuşmuştuk. Ancak bu, denklemin sadece bir yarısı. Zihinsel pazarımızdaki tüm alıcılar eşit değildir. […]
İnsan Modeli 1 – Zihnimizdeki Pazar Yeri
“Taşları Gediğine Oturtmak” serisi, kişisel bir iç yolculuğun, kendi içimdeki düğümleri çözme ve hayatıma anlamlı bir temel bulma arayışının bir kaydıydı. Bu süreçte fark ettim ki, kendi eylemlerimi, korkularımı ve motivasyonlarımı anlamak için geliştirdiğim bu bakış açısı, aslında sadece bana özel değil. Hepimiz, benzer içsel mücadeleler yaşıyor, benzer sorular soruyoruz: “Bunu neden yaptım?”, “Neden böyle […]
İstek ve İnancın Bulunması
Hayat yolculuğunda en değerli keşiflerden biri, kendi istek ve inançlarımızın berrak bir şekilde farkına varmaktır. Bu farkındalık, genellikle hayatın alıştığımız akışı bozulduğunda, konfor alanımızın dışına çıktığımızda filizlenir. Rutinler kaybolduğunda ortaya çıkan boşluklar, bize en temel ihtiyaçlarımızı ve bizi neyin ayakta tuttuğunu gösteren bir ayna olur. İnsanın her adımı mantığa dayandırma çabası, ruhu tatmin eden sağlam […]
İstek ve İnancın Çatışması
Hayat yolculuğunda, her birimiz için mutlak olan iki temel yoldaş vardır: istek ve inanç. İnsan, doğası gereği ister; bir şeye meyleder, bir arzu duyar. Ve yine insan, bir şeye yaslanma, bir anlama tutunma ihtiyacıyla mutlaka inanır. Bu iki kuvvet, varoluşumuzun ayrılmaz birer cüzüdür. Bu kuvvetlerin rehberliğinde insan, hayatına bir yön çizer. Bu yönü belirleyen en […]

aksi muhal
yaşamak, bilirim ki bir his savaşıdır.insan anasından doğruldu ve istedi, hissetti.istedi,dedi elmayı yemek gelir içimden.halbuki isteğin üstü aksini emretmişti. insan mutlaka ister,ünüsiyeti gerektirir.ben sana diyememkim neyi ne kadar ister.sadece bil ki aksi muhal. yaşamak, bilirim ki bir inanç savaşıdır.insan anasından doğruldu ve inandı, güvendi.inandı,dedi bunu yapmam gerekli.halbuki ortada bir neden yoktu. insan mutlaka inanır,ünüsiyeti gerektirir.ben […]
Taşları Gediğine Oturtmak 3: İçsel Nizamın Hayata Yansıması
“Taşları Gediğine Oturtmak” serüvenimiz, ilk olarak İstanbul’un sunduğu yeni başlangıçla, hayatımdaki boşlukları ve ihtiyaçları fark etmemle başlamıştı. Kendimi, alışkanlıklarımı ve değerlerimi adeta bir elekten geçirdiğim o dönem, bir nevi hazırlıktı. Ardından gelen içsel muhasebe sürecinde, uzun yıllar boyunca hayatımı ve eylemlerimi salt mantık süzgecinden geçirerek temellendirme çabamın beni nasıl bir arayışa ve aynı zamanda bir […]
