Bu sıralar eylemlerimi neyin şekillendirdiği üzerine çok kafa yoruyorum. Bunun arkasındaki neden ise bu ve sonraki hayatımda karşılaşacağım şeyleri, kararlarım sonucunda harekete geçtiğim eylemlerin belirlemesi.

İşin özüne indiğimizde konunun bu olduğunu düşünüyorum, aksini düşünüyorsanız lütfen me@kaahn.com’a mail atın!

Peki bu kararları şekillendiren şeyler ne? Bu konuda dünyaca ünlü psikologların ortaya attığı birçok modeli inceleyebiliriz: Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi, McClelland’ın ihtiyaçlar teorisi, Adams’nin eşitlik teorisi gibi modeller bunlara birer örnek.

Bunlara mükemmel veya yetersiz diyebilirsiniz, bu değerlendirme sizin düşünce dünyanızın bir yansıması. Neticede, hayat yolculuğunuzda attığınız her adım kendine özgü bir değer taşır çünkü insan zihni, tekdüzeliğin sınırlarını aşan, kendi içinde derinlikler barındıran bir yapıya sahip (elhamdülillah). Düşüncelerimiz ve deneyimlerimiz, tıpkı parmak izlerimiz gibi, benzersiz ve bize özeldir.

Yaşadığınız şey özel olmasına özel fakat ortada çevirilmeyi bekleyen bir çark var ve siz bunu çevirmiyorsanız bir problem var demektir. Sizin adımlarınızın özel olması bu çarkı çevirmenizin gerek olmadığı anlamına gelemez. O halde bu çarkı nasıl çevirebileceğiniz üzerine düşünelim.

Bu konuyu üçüncül bakış açısı olan bir oyunmuşçasına çözmeye çalışacağız, böylece neyin neyi nasıl şekillendirdiği konusunda fikir sahibi olabiliriz. Siz ortada duracaksınız ve ben de size fikirler verip eylemlerinizi değiştirmeye çalışacağım.

Sizi değiştirmek için elimdeki tek araç kulağınıza fısıldamak olacak.

Siz

Mesleğinizi icra edebilmeye giden yolda kritik bir sınavı aşmanız gerekiyor.

Ne yapmalısınız? Zihinlerinizden geçeni duyar gibiyim. Evet, sınava hazırlanmalısınız. Başka nasıl bir yol olabilir ki? Gelin, bu yolculuğa birlikte adım atalım.

Yarının ilk ışıklarıyla uyanmalısın, kütüphanenin kapıları dokuzda aralanıyor. Günbatımına dek çalışırsan, o çetin dağ misali yükselen ‘X’ konusunun zirvesine erişebilirsin.

Bu sözlerin tınısı kulaklarınızda yankılanıyor olmalı; yaşam serüveniniz boyunca defalarca duyduğunuz, artık ruhumuzun derinliklerinde bıkkınlık uyandıran bir ezgiye dönüşmüş cümleler bunlar.

Biraz önce size yaptığım şeye, dostlarımın arasında “promptlama” adını veriyoruz. Tıpkı yapay zekâya seslenirmişçesine, bir gerçekliği dile döküp karşımızdaki insanın bu gerçekliği işlemesini ve harekete geçmesini bekliyoruz.

Bu tür bir yönlendirmenin sizin üzerinizde etki bırakmayacağını, sadece bu satırları okuma zahmetine katlanmanızdan çıkarabilirim. Eğer bu denli basit yönergelerle hareket eden bir varlık olsaydınız, şu anda bakışlarınız bu kelimelerin üzerinde gezinir miydi hiç?

Bu yaklaşımın yetersizliğini kabul ederek, daha derinden seslenen, ruhumuzun ince tellerine dokunan unsurları keşfetmeye yönelelim.

Evreka! İşte buldum. Size emeklerinizin karşılığında elde edeceğiniz somut kazanımları fısıldarsam, belki o zaman içinizdeki harekete geçme isteği uyanacaktır.

Bu sınavın ötesine geçtiğinde, ayda ‘X’ miktar kazancın olacak, böylece idealindeki mesleğin kapıları ardına kadar açılacak. Şimdi gözlerini kapat, dinlen ve şafak sökerken, yapman gerekeni yap.

Bu sözlerin ruhunuzda daha derin yankılar bulduğunu hissediyorum. Fakat yine de kendime soruyorum: Bu yeterli mi?

Bir insanın, birkaç kelimeyi duymakla hayatının akışını tamamen değiştirecek adımlar atması gerçekten mümkün mü?

Dilerseniz okumayı şu noktada sonlandırın ve keşfettiğimiz bu formülün rehberliğinde hayatınızın seyrini değiştirin. Size özünü şöyle sunabilirim:

“Y eylemini gerçekleştirirsen, X ödülüne kavuşacaksın.”
Buradaki X’i, maddi zenginlik ya da toplumsal konumunuzu yücelten herhangi bir değerle değiştirebilirsiniz.

Yolunuz açık olsun, yüreğiniz hafif.