Önce mahalle kayboldu, sonra komşular. Mahalle dediğimiz insanların birbirini tanıdığı, sokaktan geçenin kim olduğunu, yabancı olup olmadığını bildiği sosyal mekanlardı evvelden. Ve kalabalıklaştı şehirler. Apartmanlara sıkıştı mahalleler. İnsanlar, önce yoruldu, sonra korkar oldu selam vermekten. Sonra selamı bıraktılar sokaktan geçenlere. Sonra ekranlar geldi, hapsoldu herkes duvarlarla çevrili dairelerine.
Sık göç bir problem. İnsanlar mekan tutamıyor. Kök salamıyor. Duygusal bağlar tesis edemiyor. Kalabalıklar, şehirleşme, modern hayat yorgunluğu ve ekran bağımlılığı bir başka boyutları işin. İnsanların, çekirdek aileleri, yerleşik sosyal ilişkileri varken, hele her boyutundan ekranların getirdiği yalancı mutluluklar varken, bir de yeni dostlukların külfetiyle yorulmak istemiyorlar.
Müslümanlar, en yakınlarından başlamak üzere etrafa huzur yayan insanlardır. Bu ailesi, akrabası kadar, komşularını da kapsar. Resulullah Efendimiz -sav- “Komşusu, kötülüğünden emin olunmayan, mümin değildir”[^1] buyuruyor. Güven yayarak güven buluruz.
Komşuluk, insan ve ailesi etrafında, sosyal güvenlik çemberi oluşturur. Komşu, yokluğumuzda kapımızı bekler, aracımıza göz kulak olur, kargomuzu alır. Varlığında kandil ve bayram vesilesiyle görüştüğümüz, aşuremizi, helvamızı, bir kap çorbamızı paylaştığımız güzel insanlardır.
Komşu çocuğumuzun gürültüsüne katlanır, aile kavgamızı sübvanse eder. Kapısını süpürdüğümüz, çöpünü atıverdiğimiz kişidir.
Komşumuz, çocuklarıyla, evlatlarımızın avluda, sokakta arkadaşıdır. Evladımız için, komşu amcadır, komşu teyzedir. Ele güne, yabancı kişilere karşı, evladımıza göz kulak olur.
Kaybettik komşuluğumuzu. Yeniden bulmak mümkün. Bir selamla başlar en güzel dostluklar. Bir kandil vesilesi, bir tabak ikramla pekişir. Giden kaplar dolu gelir, yeni muhabbetler mayalanır.
Komşuna bir selam vererek başla gününe. Bir akşam oturmasına davet et. Bir çay, biraz bisküvi yeterli başlangıç için. “Kolaylaştırın, zorlaştırmayın”[^2] buyuruyor Resulullah Efendimiz -sav-.
Komşu, candır, köhneleşen modern hayat yorgunluğunda bir selamla gelen heyecandır.
[^1]: Buhârî, Edeb 29; Müslim, İman 73
[^2]: Buhârî, İlm 12, Edeb 80; Müslim, Cihad 6, 7