Skyfall Üzerine

0 yorumlar
Skyfall Üzerine

Bazen direnmek zor. Sebepler değişir. Bazen de şartlar insanı zor olana, aklı zorlayan şıkka yöneltir. Film, bir tecelli. Aklı film gibi çalıştıranların eseri.

Sezgi yetmeyebilir. Odaklanmak da lazımdır. Bu insandaki kabiliyyeti açığa vurur.

James Bond’un son filmlerinde ajanlığın bir bilim olduğunu açıkça gördüm. Belki sibernetik ve habercilikle bağlantılı. Dövüş sanatlarını içeriyor. Radyolar, telsizler, silahlar, bilgisayarlar… Birçok alet edevat janlık sanatının bir parçası

Bazen evdeki hesap çarşıya uymaz. Aksiyon bu meseleyi çözer.

Skyfall’da giriş bize operasyondan yılmayan bir James Bond tiplemesini veriyor. Takma dişli bir antagonistle tanışana kadar, James Bond’un karizmasına ve başarısına yaklaşan bir tip görmüyoruz. Yardımcısı olan gözlüklü Q aksiyon ve bilgilendirmede ona yardımcı.

Şeytan terör ve askeriye görünüşlerinde tecelli edebilir. Bir İngiliz ajanı bunu mantığıyla ve bilek gücüyle yapabilir. Şeytanı altetmek mantıkla olur. Biraz akılla bu mesele de hallolunur. Ya küllî ölçekte yani tabiri caizse küresel olarak. Bir güvenlik/istihbarat uzmanı “I’m frightened becouse our enemies are no longer known to us. They do not exist on a map. They’re not nations. They are individuals” [Biz korkuyoruz çünkü düşmanlarımızı tanımıyoruz. Onlar harita üstünde değiller. Millet değiller. Tek tek fertlerdir.] diyebilir. Küllî bir sistemden cüz’î sorunlara cevap.

Bir ajan fizikî ve manevî mabarıları ve başarısızlıklarıyla değerlendirilebilir. Ancak istihbarat sisteminiz iyiyse netice de iyi çıkar. Hukuk yanılabilir.

İnsan ajanlıkla uğraşınca casusluk kariyerinin özel bir ajan yüzünden bittiğini düşünebilir. Ajanlıkta maksat yalnızca adam vurmak değil. Düşünmek ve düşündürmek. James Bond’da yapılan film diliyle işte budur.

İyi bir ajan nefsine hiçbir şey dokunmayan bir insandır. James Bond filmlerinde zamanın ilerleyişi de enteresan: Karakterin bakışı üzerinden, yavaşlamadan (Bu yavaşlatmalar bir film tekniği olarak bu seri filmde pek kullanılmamış. Amiyâne bir mesele olsa da anlatayım: Aamir Khan’ın oynadığı aksiyon filmlerinde ve Matrix filmlerinde bu mesele vardır, yavaş, bazen musikîyle, anlatmak…)

Senaryosuz ilerlenemez. Veyahut böyle bir ilerleyiş problemli veya tuhaf bir ilerleyiş olur. Yeni çıkan John Wick serisindeki tuhaflık bundandı: Vurabildiğin kadar adam vur…Bütün mesele bu olmamalı.

Yorumlar

Henüz yorum yok. İlk yorumu siz yapın!

Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra görünecektir.