Çocuk ve Balıkçıl (2023) Film Tahlili

0 yorumlar
Çocuk ve Balıkçıl (2023) Film Tahlili

Tabiatüstü gerçekçilerin (edebiyatta Marquez, sinemada Miyazaki ve Guillermo del Toro gibi) bir gerçeklik kullandıkları söylenir. Aslında bu doğru bir tezdir: Binbir Gece masallarında mantıken mesela cinlerin yaşayışı kendi kaidelerince anlatılır. Keloğlan devlere birtakım düşman insanlar gibi davranır. Bu modern dönemde de geçerlidir: Yüzyıllık Yalnızlık birtakım tabiatüstü hadiseleri anlatsa da her cümlesi fiille biten bir kitaptır: Olaydan başka bir şey anlatılmaz. Bu teknik modern dünyada sinemaya da aktarılmıştır. Usta Miyazaki’nin filmleri (elbette animasyon veya animelerde buna zemin müsaittir) bizi kendilerine inandırır ama gerçekçi olmaz. Ruhların Kaçışı bir çocuğun zihninden ailesinin kaybolduğunda gördüğü tabiatüstü varlıklarla yaşadığı bir tecrübeyi anlatır. Prenses Mononoke bir orman krallığının hikayesidir. Yürüyen Şato adı üzerinde mevsimlere göre farklı kapılara açılan bir yürüyen şatonun filmidir. Bu çizgiyi ve dili bozmayan bir yapım da “Çocuk ve Balıkçıl”.

Film Japonya’da annesini savaşta kaybeden bir çocukla üvey anne ve babasının yaşantısından karelerle başlıyor. Filmde dikkatimizi (yine tabiatüstü olan) odasının penceresinde kendisini rahatsız eden balıkçıl çekiyor. Çocuk Mahito bir ok ve yay yapıyor, balıkçılı gagasından vuruyor. Ve ana hikaye, çocuğun üvey annesinin kaybolmasıyla tabiatüstü âleme seyahat etmekle ilerliyor. Yaşantı ev ve evin içindeki baba, üvey anne ve yaşlı komşularla canlılık kazanıyor. Bu yaşantıyı dikkate değer kılan, aslında yer yer komiklikler ve yer yer rutinin nasıl değiştiğini göstermek. Bir sahnede çocuk kafasını taşla yarıyor ki sevmediği okuldan uzak kalsın. İşte bunlar Miyazaki’nin sevecen bir dille aktardığı bir hikaye.

Miyazaki’de  filmin sonuna kadar insanla insanüstünü (çocukla insanımsı balıkçılı, büyü bilen kayıkçıyı dost ediyor) birleştirmek kadar bu dünyadaki değerlerin hayal âlemine hem ekranda hem üst metinde taşıması tipikleştiriyor. Mahito arkadaşlarının vazgeçirme denemelerine rağmen annesine ulaşmaya çalışıyor. Hatta çocuk filmlerinde az görülür biçimde, çocuk ölümle de burun buruna geliyor (muhabbet kuşlarının konağı sahnesi).  Bir başka değer aile: Mahito üvey bile olsa annesinin hamileliğiyle ilgileniyor ve onun gerçek âlemdeki geleceğini düşünüyor. Bir diğer değer de iyi arkadaşlık: Mahito yeni edindiği tuhaf arkadaşlarla hayal âleminden çıkıncaya kadar beraber oluyor. Bunların arasında büyücü bir arkadaş, hayal âleminin tasarımcısı yaşlı dede ve insanımsı balıkçıl var.

Hayal tasarımcılığı üzerinde durmakta yarar var: Hayalin de, rüyanın da, öte âlemlerin de kendi kanunları mevcut. Bu filmde görüldüğü gibi, çocuk da bir âlem yaratabilir, yetişkin de. Ancak bunlar arasında bir iletişim olmadıkça her ikisi de kendi içine kapanır ve öyle kalırlar. Mahito kendi âlemine kapanmış, evinde asosyal şekilde vakit geçiren biriyken bir aile kriziyle hayal âlemine açılıyor ve kendini keşfediyor: Hayalin gerçeği ne kadar belirlediğini fark ediyor. Bu bakımdan, Mahito’nun üvey annesinin doğumunu gerçek âlemde yapmasını arzulaması ilginç. Annenin başta sert karşı çıkışlarına karşı Mahito’nun tavrı, onun liderliğini, ve aynı zamanda hissî tarafını serdediyor. Bütün bunlar, hayalde de bizim aynı biz olduğumuzu fısıldıyor. Ayrıca, bir âlemde pek başarılı görünmeyen biri, diğer bir âlemde başarılı olabiliyor. Birçok sanatkâr fakir kalsa, hasta görülse de ismini tarihe kaydettirebiliyor.

Miyazaki, çocuk tiplerini sert çizmeyi seven bir yönetmen. Miyazaki’de çocuk bir hedef koyar, ve onu başarır. Bu sebeple Miyazaki’de çocuk başta hissî tanıtılsa da zamanla neler başarabileceğini ortaya koyan başarılı bir tiptir. Bu filmde de işbu çocuk, hem duygusal zekasını, hem problem çözme becerisini, hem sosyalliği ortaya koyup kendi yolunu çizebiliyor. Aslında çocuk psikolojisini çok doğru okuyan Miyazaki, çocukların yönettiği bir âlemi filmlerinde anlatmayı seviyor.(Bunun Türk Edebiyatı denilince örneği açıkça Cahit Zarifoğlu’dur. Miyazaki ve Zarifoğlu’nun ikisinin de dili çocuksu, hikayeleri çocuksudur.). Belki de çocuklar belli değerleri anla(t)maya ihtiyarlardan daha uygun oldukları için ciddi konuları çocuk diliyle anlatmayı tercih ediyor.

Miyazaki’nin enteresan bir tarafı da filmlerinde sık sık “kraliyet” yaşantısını bulundurması. Miyazaki, tıpkı Dostoyevski gibi, kraliyet olgusunu eserlerinde bir imaj olarak bulunduran bir sanatçı. Bu tavrın Miyazaki’ye milliyetinden geçtiğini düşünüyorum. Her ne kadar coğrafi olarak küçük de olsalar, Japonlar bir zamanlar Osmanlı gibi bir devlet-i Âlî idiler. Japonya hızlı modernleşmiş bir millet olmakla birlikte bir Batı yaşantısından belli ayrımlar içermekle ilk bakışta kendi sentezini hissettiriyor. Çocuk ve Balıkçıl’ın hayal âlemi kısmı bir kraliyette geçiyor (Belki de bu dekorla Miyazaki artık kraliyetin hayal âleminde devam ettiğini bize hatırlatıyor) Bu da her tarafıyla Batılılaşmış Türk izleyicisi için zihnen bir idman (veya 2 saatlik bir kaçış imkanı) oluveriyor. Miyazaki “ya hayat böyle olsaydı sorusunu sorduran bir yönetmen).

Burada bir parantez açalım: Miyazaki kaderin bir çocuk eliyle şekillenebileceği kadar, gerçek değerlerin bu âlemde olduğu kadar hayal âleminde de yaşadığını filmleriyle vurguluyor. Hatta hayal âleminde yaşantının bu âlemden geçişle mümkün olduğunu hissedettirmekten öte, hayalin ancak belli bir mantık üzere bina edildiğini vurguluyor: tasarımcı dedeyle Miyazaki hayal âleminin kendisinden sonra çocukla devam etmesini isterken aslında hem çocukluğun içindeki yetişkinliği, hem de mantıkî örüntülerle kaim bir hayal âleminin varlığını işaret ediyor. Aslında anlattığı hayal âlemi mantıkî örülmeyebilirdi (Çok enteresandır ki Yüzüklerin Efendisi, Harry Potter gibi kurgular sadece hayal âlemlerini anlatırlar. Miyazaki ise gerçek âlemle hayal âlemini geçişle birbirine bağlar: Prenses Mononoke’de bu bağlantı yüzüktür, Yürüyen Şato’da büyü, Gökteki Kale’de kutsallaşmış bir teknoloji). Burada elbette çocukların kendi dünyaları olduğu, ve onların zenginliği ve faydası anlaşılmak için içine girilmesi gerektiği sezgisi kayda değer. Çocuk hayalini küçümsememek gerekiyor.

“Çocuk ve Balıkçıl”da hayalle zenginleşen bir yaşantının dışında hayal âleminin bir rutini olduğu da sezdiriliyor: Mahito büyücü Shibasaki’yle çok yakın arkadaş oluyor, onun yemeklerini yiyor. Yine Mahito, Lady Himi’yle gönül yolculuğu yapıyor ve onunla gerçek âleme dönüyor. Filmde balıkçılların insanlara dönüşecek yaratıkları yediği, bununla büyücülerin mücadele ettiği (yani çocukları kuşların getirmediği bir yaradılış teorisi) anlatılıyor. Yani, bu dünya gibi hayal âleminde de bir devir felsefesi, bir iyi ve kötü mevcut. Tıpkı edebiyatımızda Amak-ı Hayal’de anlatıldığı gibi, iyi ve kötü hayal âleminde çarpışıyorlar.

“Çocuk ve Balıkçıl” hem hayal âlemi, hem gerçek âlem sentezini ustalıklı bir dille kurgulamış: Mahito, üvey annesinin bir kopyasının eridiğini görüyor ve hedefini hayal âlemine çeviriyor. Bu konuda başta yabancı ve tabiatüstü görünen Balıkçıl, dostlaşıyor ve hayal âleminde arkadaş haline geliyor. Ara sıra üvey anneyi arayan baba ile bir geçiş kapısı aralığından birbirlerini gören aile, Mahito iç yolculuğunu tamamlamadan, hedefi olan üvey annesine ve Lady Himi’ye ulaşmadan gerçek âleme dönmüyor. Aslında filmde hayalin bazı ustaları var: Shibasaki ve Hino gibi. Ancak onlar bir insan diliyle konuşuyor ve büyülü bir gerçekliğin zorluklarıyla yaşıyorlar. Mahito hedeflerine ulaşmak için hayalin güçlüklerine katlanmak mecburiyetinde.

Modern hayat sert gerçekliğin felsefeleştiği, aklın her yere hakim olduğu bir hayat. Bu kadar aklın hakim olduğu bir dünyada akılsızlık, delilik, absürt tabii olarak değerleniyor. Artık rasyonel değil, irrasyonel kıymetlenecek. Her şeyimiz akıllıca olmak mecburiyetinde değil ki hayatımızda birtakım sıradışılıklar arıyoruz. Kimisi bunu paraşütle atlama kurslarına giderek, kimisi intihar ederek (Hemingway, Zweig, Walter Benjamin, Beşir Fuat), kimisi yazarak (“Yazmasam deli olacaktım” diyen Sait Fâik gibi) karşılıyor. Filmler de katı gerçekçi olmak zorunda değil, hayatımız da…

Yorumlar

Henüz yorum yok. İlk yorumu siz yapın!

Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır. Yorumunuz onaylandıktan sonra görünecektir.